4 Ekim 2013 Cuma

Köle işçiliğin ilanı!

Ülkemizin kuzeyinde geçerli “ASGARİ ÜCRETLER YASASI”nın “İşverenlerin Sorumluluğu” maddesine göre;
“Hizmet sözleşmelerine ve toplu iş sözleşmelerine, asgari ücretlerden daha düşük ücret ödenmesini öngören hükümler konamaz.
İşverenler, işçilere toplu iş sözlesmesi ve/veya hizmet akitleri ile sağlanan fiili ücretler dişındaki yemek yardımı, evlenme yardımı, çocuk yardımı, aile yardımı, elbise yardımı ve benzer sosyal yardımlar nedeniyle asgari ücretten herhangi bir indirim yapamazlar”
Bugün bir günlük gazetede yayınlanan bir iş ilanında ise “Ev işlerinde yardımcı olabilecek, aile yanında yatılı kalabilecek yabancı (Flipinli, Vietnamlı, vb.) bayan eleman aranıyor. Oda ve yemek verilecektir. Maaş: 800 TL” ifadeleri ile ülkedeki durum açıkca ortaya seriliyor.
Yasada açıkca belirtildiği üzere yemek yada barınma gibi ek hizmetlerden dolayı asgari ücretin altında maaş verilmesi yasaklanmasına rağmen, yardımcı bayan arayan ve işveren pozisyonundaki birisi veya birileri asgari ücretin çok çok altında bir maaşa çalışan aradığını ilan edebiliyor.
Ülkemizde özellikle uzakdoğu ve orta Asaya ülkelerinden getirilen çok sayıda işçinin bu şekilde çok düşük maaşlara çalıştırıldığını bilmeyen, duymayan yok. Dahası bu şekilde işçi arayan kişi yada firmalara işçi sağlamak için çalışan taşeron firmalar olduğu dahi biliniyor.
Ancak bugüne kadar açıkça bunun ilan edildiğini görmemiştik. Belli ki bu ilanı veren kişi yada kişiler ülkemizin kuzeyinde çok yaygın bir hale dönüşmüş olan bu yasa tanımazlığı ve köle işçiliği o kadar doğal görmüşler ki böyle bir ilan vermekten de çekinmemişler.
Denebilir ki çalışana barınma ve yemek veriliyor, bunun bir karşılığı olmaz mı? Peki işveren bu işçilere kendi iyilikseverliğinden mi bu olanakları sunuyor? Hayır, işçinin 24 saat hizmet verebilmesi için orada barınması, bakıcılığını yapacağı kişiler için hazırlayacağı yameklerden de bir tabak alabilmesine olanak tanınmasıdır söz konusu olan. Yani işçi yasada belirtilen günlük 8 saat, haftalık 40 saatten çok daha uzun bir süre çalışacak, bunun karşılığında yeyceği bir tabak yemek için geçtik ek mesai ödeneğini, asgari ücreti dahi alamayacak!
Çoğu zaman İngilizce dahi bilmeyen, ülkedeki çalışma yasaları hakkında hiçbir bilgisi olmayan, çoğunun aracı taşeron firmalar tarafından senetlerle, pasaportlarına el konulması ile her türlü baskı ve tehditle yüz yüze kaldığı, kime, nereye başvurabileceklerini bilmeden çalışan bu kişiler tam anlamı ile köle işçi haline getirilmiş durumdadırlar!
Ülkemizde hızla yayılan bu duruma karşı hükümetteki sermaye temsilcilerinden bir adım atmalarını beklediğimiz yoktur elbette, peki ya kendine işçi sendikası deyen emek örgütleri buna karşı ne yapıyorlar?
Bu koşullarda çalışan binlerce işçinin vatandaş olmaması bu konuda gerekli mücadelenin verilmemesine kabuledilebilir bir gerekçe olabilir mi?
Kesinlikle hayır!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder