Bölünmüş ülkemizin bir yarısında emperyalist
kapitalizmin akıl dışı poletikaları nedeni ile yaşanan ciddi kriz sonucunda,
diğer yarısında ise işgal rejiminin çürümüşlüğü nedeniyle başta işçi, emekçiler
olmak üzere ülke halkının büyük bir çoğunluğunun yaşamı daha da çekilmez olmaya
devam ediyor.
Bugün bu çürümüşlüğün en bariz şeklini aldığı
Lefkoşa Türk Belediyesi için ara seçimler yapılıyor. Rejim ile bütünleşen UBP,
DP gibi partiler ya da rejimle ciddi bir çelişki içinde olmayan CTP, TDP gibi
partiler ve onların adaylarının ne ülkemizi ne de Lefkoşa’yı bu çürümüşlükten
kurtarması mümkün değildir.
Ülkemizin de, Lefkoşa’nın da bu çürümüşlükten
ve pislikten arınmasının yolu bu rejimi yıkmaktan, başta işçi, emekçiler olmak
üzere rejimle bağlarını koparacak olan tüm kesimlerin birliğinden ve
mücadelesinden geçmektedir. Ülkemiz ancak bu yolla hem güneydeki kirizden, hem
kuzeydeki kokuşmuş işgal rejiminin ve onun en bariz yansıması olan Lefkoşa’daki
pislikten kurtulabilir.
Bugün LTB seçimlerinde yer alan partileri ve
adayları işte bu tespitlerle değerlendirmek ve tavır almak gerekmektedir. Ne
yazık ki seçimlerde yer alan mevcut partiler ve adaylar arasında bu anlayışla
tam olarak örtüşen ve doğru bir mücadele çizgisi belirleyen herhangi bir seçenek
bulunmamaktadır. Ancak işgal rejiminin varlığını tespit eden ve buna karşı açık
tavır alan KSP, YKP ve bağımsız belediye meclisi adayları ile seçimlerde yer
alan Baraka, Barikat adaylarının alacakları toplam oy oranı kuzey coğrafyadaki
kitlelerin rejime karşı duruşunu sergileyecek oluşu açısından önemlidir. İşte
bu nedenle Devrimci Komünist Birlik bu adayları desteklemektedir ve Lefkoşa
hakını bu anlayışla, bu adayları deteklemeye çağırmaktadır.
DKB olarak çok iyi farkındayız ki mevcut işgal
rejimi ve onun her türlü anti-demokratik baskılarının olduğu koşullarda
demokratik bir seçimin yapılması ve halkın gerçek tepkisinin seçim sonuçlarına
yansıması mümkün değildir. Bu koşullarda demokrasicilik oynamak değil, rejime
karşı geniş halk kitlelerini hareketlendirmek esas amaç olmalıdır.
Rejimin halkı demokrasicilik maskesi ile
kandırmak ve kendi düzenini sürdürmek için kullandığı seçim oyununu bozmanın
yolu örgütlülükten geçer. Başta işçi, emekçi kitleler olmak üzere rejimle
çelişki içerisindeki toplumun tüm kesimleri örgütlenmeli ve bu oyunu
bozmalıdır. Ancak bu yolla halkın kendi kendini yöneteceği, halktan yana bir
demokrasi hayat bulabilir. Ancak bu yolla ülkemiz bu kokuşmuşluktan
kurtulabilir.
DKB bu anlayışla işçi, emekçilerin kendi
siyasal örgütlenmelerinin hayat bularak rejimin karşısına dikilmesi için
mücadele etmeye devam edecektir.
Ülkemizi bu pislikten kurtarmak için
örgütlenelim, rejim savunucularının karşısına dikilelim!
Çünkü diyoruz ki; ülkemiz Kıbrıs’ı da,
Lefkoşa’yı da bu kokuşmuşluktan ve pislikten DEVRİM temizler!